Ana içeriğe atla

Minimal yaşam nedir? Nasıl minimalist biri olursun?

Minimal yaşam nedir?

Minimalist, hayatında sadece yeteri kadar olana yer veren sadeliği seçen demektir. Minimalist, minimal yaşamı başaran kişilerdir. Gereksiz olan şeyleri en aza indirgeyerek, ihtiyaçlarını fazlalıklardan arındırabilen ayrıca abartılı ve büyük seçimler yerine daha ufaklarını tercih eden kişi demektir.

Minimalizm, 60’lı yıllarda sanat çevrelerinde yayıldıktan sonra bir yaşam biçimi olarak da ele alınmıştır. Bu kapsamda minimalist yaşamın “Az tüketim, çok huzur.” gibi bir mottoya sahip olduğu söylenebilir. Kısa sürede tüm dünyada yayılmaya başlayan minimalizm akımı, bireylerin yaşamlarında karmaşıklıktan çok sadeliğe yönelmesini sağlar.


Minimalist yaşam ne değildir?

Minimalist yaşam, çoğunlukla “gönüllü sadelik” olarak da tanımlanır. Sıklıkla karşımıza çıkan minimalist yaşam örnekleri, dış görünüşte kavramın kendisini iyi bir şekilde yansıtıyor gibi görünse de felsefe bakımından minimalizmi yansıtmayabilir. Yani minimalizm, sırf daha sade bir görünüme ulaşmak için gardırobunuzu yeniden düzenlemek veya minimalist bir oda görüntüsü için duvarları yeniden boyamak değildir.

Minimalizm, ihtiyaçlarımızı sorgulamakla başlar. Yeni bir çantaya ihtiyacım var mı? Eşyalarımı değiştirmeye ihtiyacım var mı? Yeni bir ruja, yeni bir parfüme, yeni bir koltuğa ihtiyacım var mı? Kışın domates ve çilek, yazın ise mandalina yemeye ihtiyacım var mı? İstanbul’dan Ankara’ya giderken uçağa binmeye ihtiyacım var mı? Tüm bunlara yanıtımız “İhtiyacım yok ama…” olacaktır. 

Minimalist yaşam, ihtiyaçlarımızın dışındakileri almamaya, aslında aşırı tüketime karşı bir akımdır. Fazla tüketimi değil, kararında tüketimi destekler. Gönüllü sadelik, adından da anlaşılabileceği gibi elimizdeki imkanları sonuna kadar kullanmayı, daha fazlasından ise gönüllü olarak vazgeçmeyi öğütler.


Dijital Minimalizm

Minimalizm sadece yaşam alanlarımıza değil dijital dünyalarımıza da hitap eder. Yıllardır mail kutunuzda bekleyen mailler, hiç okunmamış mesajlar, sonra bakarım denen ama asla bakılmayan ekran görüntüleri ve daha nicesi… Tüm bunlar yıllardır telefonunuzda veya bilgisayarınızda birikti ve birikmeye devam ediyor. 

Her şey gibi teknoloji de fayda sağlamalı. Dijital dünyada biriken her şey tıpkı evinizde hiç kullanmadığınız eşyalar gibi sizi kısıtlar. 

Sizin izniniz olmadan gönderilen bir bildirim ya da sosyal medyada bilinçsizce takip ettiğiniz bir hesap bile aslında kullanıcıyı çok etkiler. Tüm o paylaşımlar sizden vaktinizi talep eder, o vakti paylaşımlarını sevdiğiniz bir başka hesaba verebilmek söz konusuyken. Her ne şekilde olursa olsun fazlalık enerji kaybıdır ve sizden hep daha fazlasını talep eder.


Minimalist olmak bize ne katar?

Minimalist bir yaşama geçmenin faydaları ise oldukça fazla. Öncelikle ruhen ne kadar rahatladığınızı fark edecek, çok daha pozitif bir ruh haline bürüneceksiniz. Aynı zamanda ihtiyacınız olmayan harcamalar yapmayı bıraktığınızda elinizde ne kadar çok para kaldığına inanamayacaksınız!

Sadece kendinize değil dünyaya da iyilik yapmış olacaksınız! Çünkü daha az tüketim yapacak ve daha az atık üreteceksiniz. Hiç kullanmayacağınız eşyalar satın alınmayacak ve böylelikle de doğaya zarar vermeyecek. Ayrıca elinizdeki farklı şekilde kullanabileceğiniz eşyaların farkına varacak ve eşyalarınızı geri dönüşüm yoluyla yeniden kullanabilir hale getireceksiniz.


Minimalist Bir İnsan Nasıl Olur?

Minimalist insan olmak, aslında minimalizm yaşam tarzını benimseyerek olur. Bu durumda minimalizm yaşam tarzı incelenmelidir. Minimalizm yaşam minimal yaşamdır. Yani sadelikten yana olandır. Minimalist bir insan gereksiz eşya barındırmaz. Bir şeyin aşırısına ya da fazlasına kaçmak yerine işine yaracak ve yeterli olanını alır. Eşyaları hem yer kaplamayan ve pratik şeyler olurken hem de göz yorucu olmaz. Sadece eşya olarak değil her konuda ihtiyaçlarını en aza indirgerler.


1. Minimalizm İçin Kendi Tarzınızı  Belirleyin

Minimalizm herkes için farklıdır. Bazı insanlar minimalist yaşam tarzlarını sadece belirli sayıda öğeye sahip olarak tanımlar.Bazıları ise, dünyada aldıkları gerçek alanı en aza indirerek minimalist bir yaşam tarzına ulaşırlar ve bir stüdyo daire veya küçük ev gibi daha küçük yaşam düzenlemeleri arayabilirler.

İşte  bu minimalist yaşamın güzelliği: hayatınıza – işinize, ailenizdeki insan sayısına, yaşam tarzınıza, ihtiyaçlarınıza ve arzularınıza – bakıyorsunuz ve minimalizmin kişisel düzeyde kendiniz için uygulayabiliyorsunuz.

Minimalizmi uygulama şekliniz  ne olursa olsun, bunun hayatınız için sürdürülebilir ve ulaşılabilir bir şey olduğundan emin olun.


2. Yeni Bir Başlangıç Yapın

Hepimiz atmak istemediği hep bir gün lazım olur diye sakladığımız birçok eşyası vardır, evlerimizde sadece önemsiz şeyler var. Örneğin boş  karton  kutular , Giymediğiniz eski kıyafetleriniz, bozuk elektronik eşyalarımız vb.

Gerçekte, bu öğeler boşa harcanır ve minimalizm tamamen alanı en üst düzeye çıkarmak ile ilgilidir. Bu nedenle ilk adım, Yeni bir başlangıç yaparak evinizdeki bu eşyalardan kurtulmalısınız.

 

3.İhtiyacınız Olanı Kullanın Olmayanı Atın

Minimalist yaşama ilk adımı atarken, daha önce kullandığınız, ancak son zamanlarda kullanmadığınız bazı öğelerle karşılaşabilirsiniz. Bu öğeleri bulduğunuzda Altı Ay Kullan veya At Kuralını kullanın. Son altı ay içinde en az iki kez kullanmadıysanız, bu öğeyi atmalısınız.


4. Eşyalarınızı Kategorize Edin

 Bu noktada KonMari yöntemi devreye giriyor. Şu anda  yayma ve düzenleme yöntemlerinden biri,  öğeleri konuma göre değil kategoriye göre düzenlemektir.

Bunu yapmak, kopyalardan kolayca kurtulmanızı sağlar. Kaç tane kaşık, havlu, güneş gözlüğü, ayakkabı ve kitap olduğunu tam olarak göreceksiniz. O zaman neyi tutmanız ve neyi atmanız gerektiği konusunda daha doğru kararlar verebilirsiniz.

Bir Nesneden Kaç Tanesine İhtiyacınız Var?

-Kişi başına üç bardak 


5.Kendinize Zor Sorular Sorun

Bazen duygusal olarak eşyalarımıza çok bağlıyız . Minimalizm yani minimal yaşam bizi bu duyguları bırakmaya ve işlevselliğe odaklanmaya zorluyor.Bir eşyanın atılmasına karar veremiyor iseniz kendinize zor sorular sorun..

-Beni mutlu ediyor mu?

-Yararlı mı?

-Aynı işe yarar başka eşyam var mı? vb.

Günlük olarak haber izlediğiniz bir televizyonu atmaya bilirsiniz fakat eski hiç açmadığınız veya evinizde gereksiz yere yer kaplayan bir televizyonu atabilirsiniz.

 

6. Kullanım Alanınızı Küçültün

Eşyalarınızı en aza indirdiyseniz şimdide kullanım alanınızı azaltın daha küçük bir ev veya oda tercih edin eşyalarınızı daha derli toplu şekilde yerleştirin bu  şekilde düzenede alışacaksınız.


 7.Daha Kullanışlı Aletler Kullanın

Daha çok işte kullanacağınız çok amaçlı aletler edinin böylece hem yerden tasarruf etmiş olacaksınız hemde daha küçük alanlarda harikalar yaratabileceksiniz.


8.Minimal Yaşamı Çevrenize Tanıtın

Bence minimal yaşam için en önemli etmen çevrenizdeki insanların da minimal yaşamın ne kadar güzel olduğunu görmesidir. Kendi hayatınıza minimalist hayat anlayışını empoze ettikten sonra sevdiğiniz insanlara bunu anlatabilir ve onların da bilgilenmesini sağlayabilirsiniz.


Minimaliz ile ilgili düşüncelerinizi ve önerilerinizi buradaki linke tıklayarak Instagram sayfamızda paylaşabilirsiniz!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3 farklı beslenme çeşidi! Raw, Paleolitik, Friganizm YOK ARTIK DİYECEKSİNİZ!

1.Raw beslenme     Raw yani "çiğ" beslenme, vegan beslenmenin bütün kurallarına artı olarak, bitkilerin 40 derecenin üstünde pişirilmemesi ilkesine dayanıyor. Raw food, doğanın bizlere sunduğu besinleri, sebze ve meyveleri, en saf haliyle tüketmeye dayalı bir beslenme biçimi. Besinler hiç işlem ve ısı görmeden, ham halleriyle tüketiliyor. Böylelikle içindeki her şey canlı olarak vücudumuza giriyor. Çiğ kuru yemişler, tohumlar, filizlendirilmiş baklagiller, kurutulmuş meyveler ve tüm taze meyve ve sebzeler yenilebiliyor. Sebzeler çiğ tüketildiğinde, içlerinde bulunan vitamin ve enzimler yok olmaz; vücudun pH seviyesi alkali (bazik) hâle gelir.     Çiğ beslenmenin temellerini incelemek için geçmişe bir göz atmak gerekiyor. Bu yüzden milattan öncesine ışınlanıyoruz. İlk insanların doğada buldukları her şeyi pişirmeden tükettiklerine rastlıyoruz. Ateş bulunduktan sonra beslenme düzenleri de değişmeye başlıyor haliyle. Raw food ise yüzyıllar öncesinin geleneğini yaşatıyor, atala

Kendin olma özgürlüğü. Biz bu muyuz?

Biz bu hayata başkalarını memnun etmek için mi geldik? Aman annem üzülmesin, aman babam kırılmasın, aman sevgilim darılmasın... Biz bu muyuz yani? Bir kere geldiğimiz şu hayatta başkalarının istediği gibi, onların memnuniyetine göre yaşamak için mi geldik? Hayallerimizi bile kısıtlayarak ve belli çizgiler dahilinde kuruyor olduk farkında mısınız? Bir evim olsun, arabam olsun bir de eşim olsun yeter diye düşünebiliyoruz artık. bunlar da güzel şeyler elbette ama neden artık kuzey ışıklarını görmeyi, Times meydanındaki kocaman ekranları arkamıza alarak fotoğraf çekilmeyi, Japonya’daki yöresel yemekleri yemeyi,  ülkemizi gezmeyi düşünmüyoruz? Sığ düşünür olduk. Çevremizdeki insanların düşünce tarzlarına maruz kalarak, kendimizi onlar gibi yetiştirerek sığ düşünür olduk.  Kayboluyoruz. İçimizdeki hevesi kaybettiğimiz için kendimiz de kayboluyoruz. Sıradan hale geliyoruz. 20 yıl önce genç olan anne babamız, 50 yıl önce genç olan nene dedemiz gibi biz de şimdi 18 20 yaşında gençler olarak kay

Konfor alanı ve başarı hakkında;

        Bu yazıda iki konudan bahsedeceğim; birincisi konfor alanı hakkında, ikincisi de asıl başarının 4'de uyanmak olmadığı hakkında olacak.       İnternette, arkadaşlarımızla sohbetlerimizde, okuduğumuz bir kişisel gelişim kitabında hep duyduğumuz şu konfor alanı hakkında konuşmak istememim nedeni artık yanlış anlaşılıyor oluşu. Evet artık konfor alanı işini yanlış anlıyoruz. Konfor alanından çıkmak demek aslında yapmaktan rahatsızlık duyduğun, sevmediğin ama yapmak zorunda olduğun şeyleri yapmak demektir. Sadece sevdiğimiz şeyleri yaparak bir ömür geçiremeyiz, bu mümkün değil. En basitinden spor yapmayı herkes sevmez, hoşlanmaz ama bir derecede hepimiz yapmak zorundayızdır. kas ağrılarına, incinmelere rağmen yapmak zorundayızdır. bu konfor alanımızdan çıkmak demektir çünkü sevmesek de yapmak zorundayız.       İnternette şu sıralarda konfor alanının sadece telefona daha az bakmak ya da yataktan kalkıp birkaç saat ders çalışmak olarak anlaşıldığını görüyorum, evet bir ölçüde doğr