Din, insan hayatının birçok alanında rehberlik eden ve yaşam biçimimizi belirleyen bir inanç sistemidir. Dinin özü, insanların kendileri, dünyaları ve yaratıcısı hakkındaki inanç ve değerlerinin bir araya gelmesidir. Ancak, dindarlık kavramı bazen yanlış anlaşılmakta ve yanlış yorumlanmakta.
İnsanlar, dindarlık hakkında farklı düşüncelere sahip olabilirler. Kimi insanlar dindarlığı sadece ibadet etmek, dua etmek ve dinin yasa ve kurallarına uymak olarak algılarlar. Ancak dindarlık sadece bu işlemlerden ibaret değildir. Din, aynı zamanda insanlara güç, umut ve huzur veren manevi bir boyuttur. Dinin özü, insanların hayırseverlik, yardımseverlik, adalet, dürüstlük, sorumluluk ve sadakat gibi değerlerini geliştirmesine yardımcı olur.
Dindarlık, bazen yanlış anlaşılabilir ve yanlış yorumlanabilir. Bu, birçok farklı faktöre bağlı olabilir. Örneğin, bazı insanlar kendilerini dindar olarak tanımlarken, gerçekte dinin özüne aykırı davranışlar sergilerler. Bazıları da dini siyasi bir amaç için kullanırken, aslında dinin özünün tamamen dışına çıkmış olabilirler. Bu tür yanlış anlamalar ve yorumlamalar, insanların din hakkında sorunlu fikirlere sahip olmasına neden olabilir ve bu da dinsel ayrımcılığı artırabilir.
İnsanlar, dindarlık hakkında farklı düşüncelere sahip olabilirler. Kimi insanlar dindarlığı sadece ibadet etmek, dua etmek ve dinin yasa ve kurallarına uymak olarak algılarlar. Ancak dindarlık sadece bu işlemlerden ibaret değildir. Din, aynı zamanda insanlara güç, umut ve huzur veren manevi bir boyuttur. Dinin özü, insanların hayırseverlik, yardımseverlik, adalet, dürüstlük, sorumluluk ve sadakat gibi değerlerini geliştirmesine yardımcı olur.
Dindarlık, bazen yanlış anlaşılabilir ve yanlış yorumlanabilir. Bu, birçok farklı faktöre bağlı olabilir. Örneğin, bazı insanlar kendilerini dindar olarak tanımlarken, gerçekte dinin özüne aykırı davranışlar sergilerler. Bazıları da dini siyasi bir amaç için kullanırken, aslında dinin özünün tamamen dışına çıkmış olabilirler. Bu tür yanlış anlamalar ve yorumlamalar, insanların din hakkında sorunlu fikirlere sahip olmasına neden olabilir ve bu da dinsel ayrımcılığı artırabilir.
Bizim toplumumuz dini pekala yanlış algılıyor, yanlış yorumluyor. Bu yanlış yorumlamalarını da sosyal medyada diğer insanlarla paylaşarak çoğu kişinin de bu saçma sapan yorumlamalara inanmalarını sağlıyor. Kendini din uzmanı sanan bazı "din hocaları" kürsüye çıkıp fetva veriyor. Bu fetvalarında ne mi anlatıyorlar, gelin bir bakalım!
Babanın öz kızına şehvet duyması haram değildir diyor bir tanesi! Ensest ilişkiyi ve tecavüzü normal kılmaya çalışır gibi bunu binlerce kişinin içinde anlatmakla kalmayıp tiktok hesaplarında da paylaşıyorlar. İşin ciddiyetini anlayabiliyor musunuz?! Bir baba öz kızına şehvet duyabilirmiş, bu normalmiş onlar için... sonra da gelip aile düzenini bozmakla başkalarını suçlarlar :)
Bir tanesi diyor ki, kız çocuklarını okutmayınız, ortaokula liseye göndermeyiniz. Kız çocuklarının okuma ya da okumama kararı ona kalmış gibi saatlerce bunu konuşuyor beyfendi. Bu "din hocamız" da 8. eşini hastaneye götürdüğünde kadın doktor ister. C.A.H. adındaki bir hoca diyor ki, "kadının çalışması çok büyük fitne fesat ve günahtır." Olaya bir de şu tarafından bakalım, erkek içinde çalışması haramdır diyorlar lakin oradaki asıl tehlike zaten erkekler. Erkeğin tesettürü göz kapağıdır yazıyor kitapta, fakat erkekler gözlerini kapatmayı geçin, yüzünü bile eğmiyor bir hanım yanından geçerken. Erkeklerin metroda, otobüste, sokakta kadınlara nasıl baktıklarını, onları kameraya aldıklarını, hatta ve hatta cinsel organlarına dokunduklarını bile hepimiz görüyoruz. Bu durumda, nasıl oluyor da kadının çalışması haram kılınıyor bu hocalarca?
Diğer bir hoca da diyor ki, "kadın evde bile tesettürlü olmalıdır" bu cümle Kuran'da yazmıyor, hiçbir kitapta yazmıyor. Peki bu hocamız neden böyle diyor? Neden biliyor musunuz, eşi rahat olmasın, sıcak yaz gününde bile evinde kısa kollu giymesin diye, emrinden çıkmasın ve sürekli ona hizmet etsin diye. Dini kendi istek ve arzularına göre şekillendiren bu din hocaları gerçekten gece rahat uyuyabiliyor mu?
Bu din hocalarından bahsediyorum fakat biz de farklı değiliz, 5 vakit namazımızı kıldıktan sonra kahvehaneye gidip arkadaşlarımızla dedikodu yapmayı, ikindi çayında komşuları eve çağırıp bizim işimizmiş gibi az çok tanıdığımız herkesin hayatını, işini, evliliğini konuşmayı çok iyi beceriyoruz.
İslam'da 4 eşe kadar müsaade var diye şuan bazı insanlar 4 kadınla aynı anda nikahlanır oldu. İslam'ı doğu yaşadığımıza emin miyiz gerçekten? Dinimizi zevk ve amellerimize göre şekillendirdiğimiz aşikar.
Malum şahsiyetler, dini her türlü işe alet ettikten sonra 300 bin dolarlık çanta kullanır, altın kaplama çeşmelerden su içer. Sarayın giderleri günlük 18 milyon tl olur ama bize de porsiyonları küçültün derler. İslam dininde aşırılığa kaçmayın, müsrif yapmayın yazar, biz bunu tınlıyor muyuz size?
"İmam nikahımı kıyıp günübirlik münasebetler yaşıyorum, böylece zina işlemiş olmuyorum ve vicdan azabı çekmiyorum." diyor çarşaflı bir hanfendi. Günübirlik imam nikahıyla istediğini yapıyormuş, böylece günah işlemiş olmuyormuş. Biz gerçekten ne hale düştük? Neleri konuştuğumuzun farkında mısınız?
Dindarız dindarız diyoruz, umre için gittiğimiz Kutsal dediğimiz topraklarda eşimizi aldatıp gelebiliyoruz, nerede kötülük varsa yapıyoruz lakin hala müslüman olduğumuzu düşünüyoruz. İşte dindarlığın geldiği son nokta, daha anlatacak çok şey var aslında.
Elhamdülillah Müslümanız diyoruz ya, gerçekten müslüman olduğumuzu düşünüyor muyuz?
Elhamdülillah Müslümanız diyoruz ya, gerçekten müslüman olduğumuzu düşünüyor muyuz?
Yorumlar
Yorum Gönder