Ana içeriğe atla

Üniversite Bölüm Seçimi: Mutluluk ve Başarıya Giden Yolda Önemli Kararlar


   Üniversite ve bölüm tercihleri başlamadan önce böyle bir yazıyı okuman gerekiyor diye düşündük. Hayatınızın en önemli sınavı gibi görünen ama aslında hiç de öyle olmayan YKS sınavı, hazırlanması ve iyi puanlar alması zor bir sınav. Önemli olan bu süreci hayatının merkezine koymayıp, hobilerini bırakmadan, iyi ve sağlıklı alışkanlıklar edinerek geçirmen. 

     Okuduğum bölümden memnun olup olmadığım sorusu, bazen zihnimin bir köşesinde beni rahatsız ediyor. Belki senin de benzer düşüncelerin vardır. Bölüm seçimi hayatımızın önemli bir parçasıdır çünkü seçtiğimiz bölüm, gelecekteki işimizi belirleyecektir. İşimiz, hayatımızın büyük bir kısmında bizimle olacak. Kısaca 2. eşin olacaktır. Bu nedenle, gerçekten hayatımız boyunca yapmak istediğimiz işten emin olup olmadığımızı sorgulamamız doğaldır.

    Bu konuda düşünmeye başlamadan önce, okuduğun veya seçmeyi düşündüğün bölümdeki dersler ve konular senin için uygun mu, ilgi çekici mi? Bir insan için, sevmediği bir konuya ilgi göstermek veya onun üzerinde başarılı olmak zor olabilir. Bu yüzden, ilgi duyduğun ve kendini geliştirmekten keyif aldığın bir alana yönelmek önemlidir.


    Kendini ne kadar iyi tanıdığını düşün. Yeteneklerin nelerdir? Yeteneklerine dayalı bir iş, başarı elde etme ve daha kolay bir hayat yaşama fırsatı sunabilir. Kendi yeteneklerini ve güçlü yönlerini belirle ve buna göre bölüm seçimini değerlendir.

    Kişilik tipini belirlemek kendini tanıma yolunda atacağın ilk adım olabilir. "16 Personalities" testi çok yaygın bir testtir. Burada kişilik özelliklerinin  neler olduğunu ve hangi meslekler için uygun olduğun, hayatında ne gibi şeyler yapabileceğin hakkında bilgi verilir. Buraya tıklayarak kişilik testini yapabilir ve seçebileceğin meslekleri öğrenebilirsin. Ayrıca "IKIGAI"ni de bulman senin hayat yolculuğunda nasıl bir yol izleyeceğini gösterecektir. Ikigai ile ilgili bilgi edinmek için de buraya tıklayabilirsin.


    Kariyer hedeflerin nedir? İleride kendini nerede görmek istersin? Hayallerine odaklanmak, doğru bölümü seçme sürecinde sana yol gösterebilir. İdeal kariyeriniz için hangi yolları takip etmen gerektiğini düşün.

    Finansal durumun da bölüm seçimini etkileyen bir faktördür. Eğitim masrafları artık oldukça yüksek. Bu yüzden, okurken büyük bir emek ve maddi kaynak harcayacaksın. Bu çabanın karşılığını alabilecek ve rahat bir geleceğe sahip olabileceğin bir bölüm seçmek önemlidir.

    Bütün bu faktörleri göz önünde bulundurarak bölüm seçimi yapmak önemlidir. Ancak unutma, hayat sürekli değişiyor ve tercihlerimiz zaman içinde değişebilir. Önemli olan, kendimizi mutlu ve tatmin hissedeceğimiz bir iş seçmektir. Bu süreçte kendimizi tanımak, araştırma yapmak, danışmanlık almak ve deneyimlerimizi gözlemlemek bize yardımcı olabilir. Sonuç olarak, gerçekten istediğimiz bir işi yaparak mutlu olabileceğimiz bir kariyer seçmemiz önemlidir. Gelecekte istediğimiz yerde olmayı umuyorum. Başarılar dilerim! ❤️


 Bu yazıyı yazan Burak Arcanlı'ya teşekkür ederiz💝

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3 farklı beslenme çeşidi! Raw, Paleolitik, Friganizm YOK ARTIK DİYECEKSİNİZ!

1.Raw beslenme     Raw yani "çiğ" beslenme, vegan beslenmenin bütün kurallarına artı olarak, bitkilerin 40 derecenin üstünde pişirilmemesi ilkesine dayanıyor. Raw food, doğanın bizlere sunduğu besinleri, sebze ve meyveleri, en saf haliyle tüketmeye dayalı bir beslenme biçimi. Besinler hiç işlem ve ısı görmeden, ham halleriyle tüketiliyor. Böylelikle içindeki her şey canlı olarak vücudumuza giriyor. Çiğ kuru yemişler, tohumlar, filizlendirilmiş baklagiller, kurutulmuş meyveler ve tüm taze meyve ve sebzeler yenilebiliyor. Sebzeler çiğ tüketildiğinde, içlerinde bulunan vitamin ve enzimler yok olmaz; vücudun pH seviyesi alkali (bazik) hâle gelir.     Çiğ beslenmenin temellerini incelemek için geçmişe bir göz atmak gerekiyor. Bu yüzden milattan öncesine ışınlanıyoruz. İlk insanların doğada buldukları her şeyi pişirmeden tükettiklerine rastlıyoruz. Ateş bulunduktan sonra beslenme düzenleri de değişmeye başlıyor haliyle. Raw food ise yüzyıllar öncesinin geleneğini yaşatıyor, atala

Kendin olma özgürlüğü. Biz bu muyuz?

Biz bu hayata başkalarını memnun etmek için mi geldik? Aman annem üzülmesin, aman babam kırılmasın, aman sevgilim darılmasın... Biz bu muyuz yani? Bir kere geldiğimiz şu hayatta başkalarının istediği gibi, onların memnuniyetine göre yaşamak için mi geldik? Hayallerimizi bile kısıtlayarak ve belli çizgiler dahilinde kuruyor olduk farkında mısınız? Bir evim olsun, arabam olsun bir de eşim olsun yeter diye düşünebiliyoruz artık. bunlar da güzel şeyler elbette ama neden artık kuzey ışıklarını görmeyi, Times meydanındaki kocaman ekranları arkamıza alarak fotoğraf çekilmeyi, Japonya’daki yöresel yemekleri yemeyi,  ülkemizi gezmeyi düşünmüyoruz? Sığ düşünür olduk. Çevremizdeki insanların düşünce tarzlarına maruz kalarak, kendimizi onlar gibi yetiştirerek sığ düşünür olduk.  Kayboluyoruz. İçimizdeki hevesi kaybettiğimiz için kendimiz de kayboluyoruz. Sıradan hale geliyoruz. 20 yıl önce genç olan anne babamız, 50 yıl önce genç olan nene dedemiz gibi biz de şimdi 18 20 yaşında gençler olarak kay

Konfor alanı ve başarı hakkında;

        Bu yazıda iki konudan bahsedeceğim; birincisi konfor alanı hakkında, ikincisi de asıl başarının 4'de uyanmak olmadığı hakkında olacak.       İnternette, arkadaşlarımızla sohbetlerimizde, okuduğumuz bir kişisel gelişim kitabında hep duyduğumuz şu konfor alanı hakkında konuşmak istememim nedeni artık yanlış anlaşılıyor oluşu. Evet artık konfor alanı işini yanlış anlıyoruz. Konfor alanından çıkmak demek aslında yapmaktan rahatsızlık duyduğun, sevmediğin ama yapmak zorunda olduğun şeyleri yapmak demektir. Sadece sevdiğimiz şeyleri yaparak bir ömür geçiremeyiz, bu mümkün değil. En basitinden spor yapmayı herkes sevmez, hoşlanmaz ama bir derecede hepimiz yapmak zorundayızdır. kas ağrılarına, incinmelere rağmen yapmak zorundayızdır. bu konfor alanımızdan çıkmak demektir çünkü sevmesek de yapmak zorundayız.       İnternette şu sıralarda konfor alanının sadece telefona daha az bakmak ya da yataktan kalkıp birkaç saat ders çalışmak olarak anlaşıldığını görüyorum, evet bir ölçüde doğr