Ana içeriğe atla

Dijital Minimalizm nedir?




    Galerinizde aradığınız bir fotoğrafı bulmak için dakikalarınızı harcadığınız oldu mu? Telefon menünüzde çok fazla uygulama olduğu için ihtiyacınız olan uygulamayı bulamadığınız oldu mu? Rehberinizin çok gereksiz ya da alakasız kişilerle dolup taştığının farkında mısınız? Bilgisayarınızın çöp kutusunun normal dosyalardan daha dolu olduğunu düşünüyor musunuz? Aynı masada oturduğunuz kişilerin hepsinin dakikalarca telefonlarına bakmasından rahatsız oldunuz mu hiç? Müziksiz ders çalışamam diyen kişileri gördünüz mü? 


    Dijital minimalizm, hayatımızın vazgeçilemez bir parçası olan teknolojik aletlerimiz kapsamında sadeliğe ve seyreltmeye gidilmesidir. Uzun zamandır kullanmadığınız uygulamaları tespit edip kaldırmak, galerinizi önemli fotoğraflar haricinde temizlemek, rehberinizde bulunan kişiler arasında hiç arayıp sormadığınız kişileri ya da yıllar önce lazım olup şimdi gereksiz numaraları temizlemek, uygulamalara ayırdığınız vakti azaltacak kısıtlayıcı uygulamalar indirmek, sade ve minimal duvar kağıtları kullanmak ve kullanılmayan dosyaları silmek dijital minimalizmin parçaları arasında yer alır. Dijital minimalizm ekran bağımlılığınızın azalmasına ve zamanı yönetmenize yardımcı olur.


Ekran süresi kontrolü

    Ekran süresini kontrol ettiğimizde içimizden “Bu kadar zaman nereye gitti!” diyoruz. Bu, dijital alışkanlıklarımızı kontrol altına almanın ilk adımı olabilir. Telefonunuzda ne kadar zaman harcadığınıza ve hangi uygulamaları kullandığınıza bir göz atın. Bu uygulamalar size mutluluk, neşe mi veriyor yoksa sadece telefonunuzu pencereden dışarı atmak istemenize mi neden oluyor?



Stres ve endişe kaynağı: Instagram

    Özellikle Instagram ile mücadele ediyorsanız, uygulamayı telefonunuzdan silmeyi düşünebilirsiniz. Instagram, gerçekçi olmayan beklentileri teşvik eden ve kendinizi sorgulamanıza neden olan önemli bir stres ve endişe kaynağı. Herkes bu uygulamada kendisinin mükemmel bir görüntüsünü sergiliyor. Bu, diğer herkes insanlığın zirvesiyken, sizde her şeyin yanlış olduğunu hissetmenize neden oluyor. Elbette hesabınızı tamamen silmek zorunda değilsiniz, ancak uygulamayı telefonunuzdan kaldırmak büyük bir fark yaratabilir. Gerekirse masaüstünüzde kullanın. Gerekirse hesaplarınızı saklayın, ancak uygulamayı telefonunuzdan silmeyi deneyin. Teknolojinin ve insanlık için yaptığı tüm harika şeylerin büyük bir hayranıyım. Ancak hepimiz için bir adım geri çekilip teknoloji ve sosyal medya ile olan ilişkimizi gözden geçirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Sürekli kaydırma ve bildirimlere kendinizi kaptırmak kolay ve siz farkında bile olmadan telefonunuzda saatler geçirmiş oluyorsunuz. Teknoloji kullanımına dikkat etmenin ve gereksiz stresi, dikkat dağıtıcı şeyleri hayatımızdan çıkarmaya çalışmanın çok önemli olduğuna inanıyorum.

    Kişisel deneyimimi sizinle paylaşacak olursam, haftada bir ya da ayda birkaç defa telefonumu, tabletimi, bilgisayarımı kontrol edip gereksiz, kullanışsız ya da artık işime yaramayan dosya, ses, görüntü, uygulama, kişi, video gibi birçok şeyi silerim. Minimal duvar kağıtları kullanmayı severim. Her ihtiyacım için birden fazla uygulama indirmektense birçok ihtiyacımı karşılayabilecek uygulamaları tercih ederim. Mesela hatırlatıcı, takvim, not, planner, günlük gibi ihtiyaçlarımın hepsine tek tek uygulama indirmek yerine tek bir uygulamadan hepsini yapabileceğim bir uygulama araştırıp buluyorum. Bu yöntem hep hafızada yer kaplamıyor hem de zaman kaybı olmuyor.


    Siz de böyle yöntemlerle dijital minimalizm adına bir adım atabilirsiniz. Deneyimlerinizi benimle paylaşabilirsiniz. İnstagram adresime buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3 farklı beslenme çeşidi! Raw, Paleolitik, Friganizm YOK ARTIK DİYECEKSİNİZ!

1.Raw beslenme     Raw yani "çiğ" beslenme, vegan beslenmenin bütün kurallarına artı olarak, bitkilerin 40 derecenin üstünde pişirilmemesi ilkesine dayanıyor. Raw food, doğanın bizlere sunduğu besinleri, sebze ve meyveleri, en saf haliyle tüketmeye dayalı bir beslenme biçimi. Besinler hiç işlem ve ısı görmeden, ham halleriyle tüketiliyor. Böylelikle içindeki her şey canlı olarak vücudumuza giriyor. Çiğ kuru yemişler, tohumlar, filizlendirilmiş baklagiller, kurutulmuş meyveler ve tüm taze meyve ve sebzeler yenilebiliyor. Sebzeler çiğ tüketildiğinde, içlerinde bulunan vitamin ve enzimler yok olmaz; vücudun pH seviyesi alkali (bazik) hâle gelir.     Çiğ beslenmenin temellerini incelemek için geçmişe bir göz atmak gerekiyor. Bu yüzden milattan öncesine ışınlanıyoruz. İlk insanların doğada buldukları her şeyi pişirmeden tükettiklerine rastlıyoruz. Ateş bulunduktan sonra beslenme düzenleri de değişmeye başlıyor haliyle. Raw food ise yüzyıllar öncesinin geleneğini yaşatıyor, atala

Kendin olma özgürlüğü. Biz bu muyuz?

Biz bu hayata başkalarını memnun etmek için mi geldik? Aman annem üzülmesin, aman babam kırılmasın, aman sevgilim darılmasın... Biz bu muyuz yani? Bir kere geldiğimiz şu hayatta başkalarının istediği gibi, onların memnuniyetine göre yaşamak için mi geldik? Hayallerimizi bile kısıtlayarak ve belli çizgiler dahilinde kuruyor olduk farkında mısınız? Bir evim olsun, arabam olsun bir de eşim olsun yeter diye düşünebiliyoruz artık. bunlar da güzel şeyler elbette ama neden artık kuzey ışıklarını görmeyi, Times meydanındaki kocaman ekranları arkamıza alarak fotoğraf çekilmeyi, Japonya’daki yöresel yemekleri yemeyi,  ülkemizi gezmeyi düşünmüyoruz? Sığ düşünür olduk. Çevremizdeki insanların düşünce tarzlarına maruz kalarak, kendimizi onlar gibi yetiştirerek sığ düşünür olduk.  Kayboluyoruz. İçimizdeki hevesi kaybettiğimiz için kendimiz de kayboluyoruz. Sıradan hale geliyoruz. 20 yıl önce genç olan anne babamız, 50 yıl önce genç olan nene dedemiz gibi biz de şimdi 18 20 yaşında gençler olarak kay

Konfor alanı ve başarı hakkında;

        Bu yazıda iki konudan bahsedeceğim; birincisi konfor alanı hakkında, ikincisi de asıl başarının 4'de uyanmak olmadığı hakkında olacak.       İnternette, arkadaşlarımızla sohbetlerimizde, okuduğumuz bir kişisel gelişim kitabında hep duyduğumuz şu konfor alanı hakkında konuşmak istememim nedeni artık yanlış anlaşılıyor oluşu. Evet artık konfor alanı işini yanlış anlıyoruz. Konfor alanından çıkmak demek aslında yapmaktan rahatsızlık duyduğun, sevmediğin ama yapmak zorunda olduğun şeyleri yapmak demektir. Sadece sevdiğimiz şeyleri yaparak bir ömür geçiremeyiz, bu mümkün değil. En basitinden spor yapmayı herkes sevmez, hoşlanmaz ama bir derecede hepimiz yapmak zorundayızdır. kas ağrılarına, incinmelere rağmen yapmak zorundayızdır. bu konfor alanımızdan çıkmak demektir çünkü sevmesek de yapmak zorundayız.       İnternette şu sıralarda konfor alanının sadece telefona daha az bakmak ya da yataktan kalkıp birkaç saat ders çalışmak olarak anlaşıldığını görüyorum, evet bir ölçüde doğr